Anti Alerjik Yataklar Gerçekten İşe Yarıyor mu?
Anti alerjen yatakların gerçekten işe yarayıp yaramadığını hiç kendinize sordunuz mu?
Ev tozu akarı alerjeni, güçlü bir astım ve alerjik rinit tetikleyicisidir ve hırıltılı solunum, öksürme, gözlerde ağrı ve hapşırma gibi semptomlara sebep olur. Suçlu, akarın kendisi değil, dışkılarında bulunan proteinlerdir. Ana alerjenler, Der f1 ve Der p1 olarak bilinen proteinlerdir. Alerjik hastalığı yönetmenin anahtarı alerjenden kaçınmaktır. Maruz kalmazsanız veya daha az sıklıkta maruz kalırsanız, ilaca daha az bağımlı hale gelebilirsiniz.
Peki evinizdeki ev tozu akarı alerjeninin yükünü azaltmanın en iyi yolu nedir? Bu konuda çoğunlukla aşağıdaki önlemler tavsiye edilir:
- Akar geçirmeyen yatak örtülerinin kullanımı
- Yatak odasında odayı saatte en az iki kez temizleyebilecek güçte bir hava temizleme cihazı kullanmak.
- Yoğun ve düzenli toz almak
- Kokusuz ve alerji yapmayan temizlik ürünleri kullanmak
- Yüksek Verimli Partikül Hava (HEPA) filtresine sahip bir anti alerjik elektrikli süpürge kullanmak
- Havalandırmanın iyileştirilmesi ve nemin düşük tutulması
Ancak hangi alerjen önleme yöntemi en etkilidir?
Aynı anda sadece bir şey mi yoksa birkaç şey mi yapmalısınız?
“Allergy” dergisindeki iki yeni bilimsel makale, bu konuda doğru yönlenmenize yardımcı olabilir.
Utrecht Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, akar alerjeni geçirmeyen şilte örtülerinin) ev tozu seviyeleri üzerindeki etkisini incelemek için Astım ve Akar Alerjisinin Önlenmesi ve İnsidansı (PIAMA) çalışmasında katılımcılar kullandılar. Akar alerjenini yıllık takip yöntemi ile 8 yıl boyunca duyarlılık ve alerjik semptomların gelişimi üzerine çalıştılar. Halihazırda alerjisi olduğu bilinen yaklaşık 900 hamile kadın, akar alerjeni geçirmeyen polyester-pamuk şilte ve yastık kılıflarından oluşan anti-alerjen yatak takımı veya sıradan eşdeğer pamuklu yatak takımı aldı. Ebeveynlerin ve bebeğin yatağını örtmek için anti-alerjen yatak takımı ve normal yatak takımı kullanıldı. Çalışma bitene kadar onlara ne tür bir yatak örtüleri olduğu söylenmedi.
Ebeveynler, çocuklarısekiz yaşına gelene kadar her yıl, herhangi bir alerjik semptomu olup olmadığı hakkında bilgi verdi. Araştırmacılar ayrıca, çocuklar üç aylıkken Der f1 ve Der p1'i analiz etmek için toz örnekleri ve sekiz yaşına geldiklerinde ikinci örnekleri aldı.
Anti-alerjen yatak takımını ve daha düşük Der f1 seviyelerini kullananlarda (Der p1'i değil) iki yaşında astım semptomlarında geçici bir azalma oldu. Ancak genel olarak, anti-alerjen yatak takımının tek başına herhangi bir koruyucu etkisi olmadı. Aslında, anti-alerjen yatak takımı kullananların, saf pamuk kullananlara göre egzama geliştirme olasılığı daha da yüksekti. Araştırmacılar bunu görünce şaşırdılar ve egzama riskinin artmasının, çocukların normal anti-alerjen yatakları kullanırken daha fazla terlemesinden kaynaklanabileceğine inanıyorlar.
Bu çalışmanın bulguları, anti-alerjen yatakların astım ve alerjiye karşı koruyucu olduğunu bulan diğerlerinden farklıdır. Araştırmacılar, bu diğer çalışmalarda alerjiye dayanıklı yatak örtülerinin alerjiden kaçınma kampanyasında yalnızca bir unsur olduğuna dikkat çekiyor. Diğer ortak önlemler de kullanıldı.
Bu arada, kalıcı alerjik rinitte ev tozu akarlarının önlenmesine ilişkin bilimsel kanıtların gözden geçirilmesi, 500 katılımcıyı kapsayan sadece dokuz klinik çalışma buldu (yukarıda bahsedilen Hollanda'dan yapılan bir çalışma, bu sayının neredeyse iki katıydı). Bunlar, anti-alerjen yataklara, akarları öldüren kimyasallara (akarisitler), HEPA hava filtrelerine ve bu yaklaşımların bir kombinasyonuna baktı.
Tüm çalışmalar, polyester anti-alerjen yatak takımının tek başına alerjenden etkili bir şekilde kaçınma için yeterli olmadığı konusunda Hollanda araştırması ile hemfikirdir oldu.
Bu sonuca bakıldığında polyester yerine Anti alerjik Pamuk Yatak takımlarının kullanımının alerjik hastalarda daha etkili olduğu sonucunda varıldı.