Dünya Sağlık Örgütünün (WHO The World Health Organization) yeni yayınladığı rapora göre dünyadaki akciğer kanserinin %15'ine RADON sebeb oluyor. Dünya Sağlık Örgütü, radon gazı ile ilgili sağlık risklerini ve akciğer kanseri vakalarını azaltmak için Uluslararası Radon Projesini hayata geçiriyor. Radon topraktan havaya geçen doğal bir radyoaktif gazdır. Radon gazı yeryüzünde mevcuttur ve toprakta bulunan uranyum konsantrasyonuna bağlı olarak yoğunluğu değişmektedir. Uranyum ise dünyadaki akciğer kanseri vakalarının %6'sı ile %15'nin ana sebebidir ve radondan sonra ikinci derecede akciğer kanserine yol açan bir risk faktörüdür. Toplumlar radonun insan sağlığına olan etkisi hakkında az bilgiye sahip, fakat göreceli basit önlemlerle bu tehdit hafifleştirilebilir. WHO Radyasyon ve Çevresel Sağlık Ünitesi Koordinatörü Dr. Mike Repacholi Radon'un her yerde olduğunu belirtiyor. Evlerimizdeki radon iyonlaştırıcı radyasyona maruz kaldığımız ana kaynaktır ve insanların maruz kaldığı doğal oluşan radyasyonun %50 sinden sorumludur. Son araştırmalar göstermiştir ki, 75 yaşına kadar sigara içmeyenlerin konsantrasyon oranı 100 Bq (Becquerels)/m3 olan radona maruz kaldıkları taktirde akciğer kanserine yakalanma risklerinin bu oranda radona maruz kalmayanlara göre 1000'de 1 arttığı gözlenmiştir. Aynı radyasyon oranına tabi kalan sigara içen kişilerde ise akciğer kanserine yakalanma oranının 25 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. On binlerce akciğer kanseri ölümü radonla bağdaştırılabilir. Radon kaynaklı akciğer kanseri daha çok sigara içinler arasında gözükmektedir. Radon kimyasal olarak etkisizdir, doğal olarak ortaya çıkan bu radyoaktif gaz kokusuz ve renksizdir. Radon gazı topraktan havaya kolaylıkla sızar ve alfa partikülleri denen iyonlaştırıcı radyasyon yayar. Bu partiküller elektrik yüklüdür ve bizlerin soluduğu havadaki tozlara ve diğer partiküllere yapışır. Sonuç olarak, bu partiküller solunum yollarımıza yerleşebilir ve DNA'ya zarar vererek akciğer kanserine yol açabilir. Havadaki dilüsyondan (seyreltme) dolayı dış ortamda radon seviyesi genellikle düşüktür. Radon içme suyunda da bulunabilir ve konsantrasyonu suyun kaynağına göre değişir ve konsantrasyon zaman zaman tehlikeli seviyelere ulaşabilir. Radon seviyesi yapı içinde ve kapalı ortamlarda yüksektir. Evlerimizdeki radon konsantrasyonu binalarımızın altındaki kayalarda ve topraklarda bulunan radon üreten uranyum miktarına, evlerimizi geçişi kolaylaştıran yapı altındaki hava aralıklarına ve iç ortam ve dış ortam hava değişimi sayısına bağlıdır. Radon gazı evlerimize bina çatlaklarından, zemindeki boşluklardan ve drenajdan girer. Bu yüzden, radon seviyesi bodrum katlarda, kilerlerde ve toprakla temas eden zeminlerde daha fazladır. Evlerde radona daha az maruz kalmak için bina çatlaklarını kapatmak ve toprağa yakın katları havalandırmak gerekir. İyi bir yapı içi hava kalitesi için radona maruz kalmayı azaltmak önemli katkıdır.